Filistin'in Ev Savaşı: Dünyanın Sessizliği!
Ekonomi

Filistin'in Ev Savaşı: Dünyanın Sessizliği!


17 June 20255 dk okuma18 görüntülenmeSon güncelleme: 08 July 2025

70'lerde ve 80'lerde doğanlar olarak bizler, savaşı çoğunlukla filmlerden, dizilerden ve tarafların füze saldırılarının canlı yayınlarından izleyerek öğrendik. 1990'daki Körfez Savaşı'nı hatırlayın. Bizden sonraki kuşak ise bir adım öteye giderek bu canlı yayın, film ve dizilerin yanına bir de bilgisayar oyunu ekledi. Böylece interaktif oyunlarla çocuklar olayın içine biraz daha girdi. Peki, insanoğlunun bu savaş sevgisi nereden geliyor, savaşların yıkımlarıyla dolu dünya tarihi önümüzdeyken neden hala savaşıyoruz?

Savaşın Kökenleri ve Masumiyetin Yalnızlığı

Bu sorunun cevabı, soruyu kime sorduğunuza göre değişir. İran'a sorsanız farklı, İsrail'e sorsanız çok daha farklı bir yanıt alırsınız. ABD, İngiltere, Fransa gibi ülkeler, dünyaya en çok insan hakları satanlar, ne yazık ki aynı tarafta yer alıyor. Ve ne yazık ki, masumlar yalnız bırakılıyor.

2023 yılıydı, İsrail'in halen devam eden Gazze katliamından önceydi sanırım, İtalya'da Venedik Bienali'nde Filistinli bağımsız bir sanatçının bir kısa filmini izlemiştim. Sessiz bir film olmasına rağmen çok etkileyiciydi. Hızlı akan filmde sabit bir kamera açısı içine sürekli bir eve girip çıkan insanlar yer alıyor. 6 ay, bir yıl ya da 2 yıl sonra yazısı hızla ekranda belirip yok olurken, eve girip çıkan insanlar da 6 ayda bir ya da 1-2 yılda bir değişiyor. Evin önüne park ettikleri araçlar da tabi. Bu sürekli eve girip çıkan insanların hikayesini eserle ilgili açıklamayı okuyunca anlıyorsunuz ancak.

İşgal Günlüğü: Bir Ev, Bir Hikaye

Bir Filistinli olan sanatçıya ait bu ev, 1967'de İsrail-Filistin arasında belirlenen yeni sınırlar nedeniyle İsrail yönetimine geçiyor. İsrail devleti haksız yere sahiplendiği bu eve, yıllar içinde sürekli olarak farklı aileleri yerleştiriyor. Eserin sahibi de içine girip yaşayamadığı, hiçbir hak iddia edemediği kendi evinde yaşayanları yıllarca uzaktan kaydediyor. İsrail zulmünün tek bir eve indirgendiği bir tür işgal günlüğü gibi düşünün. Hiçbir şey demeden, çok şey anlatan bu kısacık film Filistin'in neden savaştığını tüm dünyaya net bir şekilde gösteriyor.

Bu eser, Filistin halkının yaşadığı acıları ve kayıpları somut bir şekilde gözler önüne seriyor. İşgalin bir ailenin hayatını nasıl paramparça ettiğini, bir evin nasıl bir sembol haline geldiğini anlatıyor. Sanatçı, sessizliğiyle haykırarak, dünyanın dikkatini bu adaletsizliğe çekmeyi başarıyor.

Filistin sorunu, sadece coğrafi bir mesele değil, aynı zamanda insani bir dramdır. Bu dramın en çarpıcı örneklerinden biri de, insanların kendi evlerinde yaşayamaması, sürekli olarak yerlerinden edilmesidir. Bu durum, sadece Filistinlilerin değil, dünyanın vicdanını da yaralamalıdır.

Peki ya diğerleri? Bu sorunun cevabı, her birimizin vicdanında saklı. Savaşların yıkıcı etkileri ortadayken, neden hala sessiz kalıyoruz? Neden masumların çığlıklarına kulak tıkıyoruz? Belki de asıl savaşmamız gereken şey, kendi içimizdeki duyarsızlık ve adaletsizlik duygusudur.