Ekrem İmamoğlu'nun X (Twitter) hesabına getirilen ani erişim engeli, Türkiye gündemine bomba gibi düştü. 'EngelliWeb/İfade Özgürlüğü Derneği' tarafından yapılan açıklamaya göre, bu kararın arkasında "milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması" gerekçesi yatıyor. Peki, bu sansürün perde arkasında neler var? İmamoğlu'nun hangi paylaşımları bu karara yol açtı? İşte tüm detaylar...
Sansürün Gerekçesi: Milli Güvenlik mi?
Erişim engelinin "milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması" gibi oldukça geniş kapsamlı bir gerekçeye dayandırılması, akıllarda soru işaretleri uyandırıyor. Bu türden gerekçeler, genellikle devletin bekası veya toplumun huzuru için tehdit oluşturduğu düşünülen durumlarda başvurulan bir yöntem olarak biliniyor. Ancak, bir sosyal medya hesabına erişim engelinin bu kadar ağır bir gerekçeyle açıklanması, ifade özgürlüğü ve demokrasi tartışmalarını da beraberinde getiriyor.
Bu durum, Türkiye'deki sosyal medya kullanımına yönelik baskıların bir göstergesi olarak da yorumlanabilir. Son dönemde, sosyal medya platformlarına yönelik düzenlemeler ve erişim engellemeleri sıkça gündeme gelirken, bu türden uygulamaların ifade özgürlüğünü kısıtladığı yönünde eleştiriler de yükseliyor.
İfade Özgürlüğü Tartışmaları Alevleniyor
İmamoğlu'nun hesabına getirilen erişim engeli, sadece siyasi arenada değil, aynı zamanda hukuk çevrelerinde de büyük yankı uyandırdı. Birçok hukukçu, bu türden kararların yargı bağımsızlığı ve ifade özgürlüğü ilkeleriyle çeliştiğini savunuyor. Özellikle seçim dönemlerinde siyasi figürlerin sosyal medya hesaplarına getirilen kısıtlamaların, seçmenlerin bilgiye erişimini engelleyerek demokratik süreci olumsuz etkileyebileceği vurgulanıyor.
Öte yandan, hükümet yetkilileri ise bu türden kararların milli güvenlik ve kamu düzenini koruma amacı taşıdığını, ifade özgürlüğünün sınırsız olmadığını belirtiyor. Ancak, bu açıklamalar, sansür eleştirilerini yatıştırmaya yetmiyor. Özellikle sosyal medyanın günümüzde bir haber alma ve ifade aracı olarak önemi düşünüldüğünde, bu türden kısıtlamaların toplumun genelini etkilediği ve bilgiye erişim hakkını zedelediği savunuluyor.
Türkiye'de ifade özgürlüğü ve sosyal medya üzerindeki baskılar uzun zamandır tartışma konusu. Bu son olay, bu tartışmaları daha da alevlendirecek gibi görünüyor. Önümüzdeki günlerde, bu kararın hukuki süreçleri ve siyasi yankıları yakından takip edilecek.