Yargıtay'dan Şok Karar: Yeşim Akbaş İntihar Değil Cinayet Mi?
Gündem

Yargıtay'dan Şok Karar: Yeşim Akbaş İntihar Değil Cinayet Mi?


23 May 20255 dk okuma9 görüntülenmeSon güncelleme: 03 June 2025

Manisa'da 14 Nisan 2023 tarihinde komiser yardımcısı Doğan Can Yıldız'a ait polis lojmanında başından vurulmuş halde bulunan Yeşim Akbaş'ın ölümü, ilk etapta "intihar" olarak kayıtlara geçmişti. Ancak ailesinin itirazları ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun desteğiyle olay yeniden incelendi. Yargıtay, yerel mahkemenin beraat kararını bozarak, olayın şüpheli bir kadın ölümü olduğuna hükmetti. Bu karar, kadın cinayetleri davalarında emsal teşkil edebilecek önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Yargıtay'ın Beraat Kararını Bozma Gerekçesi Ne?

Yerel mahkemenin beraat kararında ısrar etmesine rağmen, dosya temyize taşındı ve Yargıtay önemli bir karara imza attı. Yargıtay'ın bu kararı almasında, Adli Tıp raporlarında Yeşim Akbaş’ın uzaktan ateşlenen bir silahla vurulduğunun ortaya çıkması etkili oldu. Ayrıca, ailenin ve kadın örgütlerinin olayın aydınlatılması için yürüttüğü kararlı mücadele de kamuoyu baskısı yaratarak Yargıtay'ın kararını etkiledi.

Yargıtay'ın beraat kararını bozması, davanın yeniden görülmesine ve sanık Doğan C.Y.'nin tekrar yargılanmasına yol açacak. Bu süreçte, yeni delillerin ortaya çıkması ve tanıkların dinlenmesi bekleniyor. Ailenin ve kadın örgütlerinin en büyük beklentisi, olayın tüm yönleriyle aydınlatılması ve sorumluların hak ettikleri cezayı alması.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun Açıklaması

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Yargıtay'ın kararının ardından yaptığı açıklamada, Yeşim Akbaş’ın ölümünün de diğer birçok kadın gibi “intihar” denilerek kapatılmak istendiğini, ancak verilen kararlı adalet mücadelesi sayesinde olayın bir kadın cinayeti olarak tanındığını vurguladı. Platformun açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

"Her ‘intihar’ denilerek kapatılan dosya, failin korunmasının başka bir adıdır. Kadınların yaşam hakkını tehdit eden şey sadece bireysel şiddet değil, aynı zamanda bu ölümlerin üstünün örtülmesidir. 2025 yılı Mayıs ayına kadar en az 98 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti, ancak bu ölümlerin büyük çoğunluğu etkin şekilde soruşturulmadı. Yeşim Akbaş dosyasında olduğu gibi mücadeleyle gerçeğin ortaya çıkarılabileceğini biliyoruz."

Platform, şüpheli kadın ölümlerinin aydınlatılması için mücadelenin süreceğini vurgulayarak, adli sürecin etkin ve şeffaf yürütülmesi gerektiğine dikkat çekti. Ayrıca, "Her ‘intihar’ denilerek kapatılmak istenen dosyada gerçeğin peşine düşecek, her faile karşı adaletin sağlanması için sesimizi yükselteceğiz. Yeşim Akbaş için verilen mücadele, benzer tüm dosyalar için bir umut ve örnek olmalıdır." ifadeleriyle kararlılıklarını dile getirdi.

Türkiye'de kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümleri, ne yazık ki, önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine göre, 2024 yılının ilk yarısında yüzlerce kadın cinayete kurban gitti veya şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Bu nedenle, Yeşim Akbaş davasında verilen Yargıtay kararı, benzer davalar için emsal teşkil etmesi ve adaletin sağlanması açısından büyük önem taşıyor.

Yeşim Akbaş davasında Yargıtay'ın beraat kararını bozması, adalet arayışında olan tüm kadınlar için bir umut ışığı oldu. Bu karar, kadın cinayetlerinin ve şüpheli kadın ölümlerinin üzerinin örtülmesine karşı verilen mücadelenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Bundan sonraki süreçte, davanın adil bir şekilde sonuçlanması ve sorumluların hak ettikleri cezayı alması için kamuoyu baskısının ve mücadelenin devam etmesi gerekiyor.