Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'da düzenlenen II. Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası'na karşı Sovyetler Birliği'nin zaferinin 79. yıl dönümü anma töreninde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'i ağırladı. Tören, iki liderin yakın ilişkilerini bir kez daha gözler önüne sererken, yapılan açıklamalar ve verilen mesajlar dünya kamuoyunun dikkatini çekti.

Zafer Günü Kutlamaları ve Putin'in Konuşması

Zafer Günü kutlamaları, Moskova'nın Kızıl Meydan'ında askeri geçit töreniyle başladı. Putin, törende yaptığı konuşmada, Rusya'nın tarih boyunca karşılaştığı zorluklara değinerek, ülkesinin bağımsızlığı ve güvenliği için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olduğunu vurguladı. Konuşmasında, "Rusya, her zaman barıştan yana olmuştur, ancak çıkarlarını korumak için gerektiğinde güç kullanmaktan çekinmeyecektir," ifadelerini kullandı.

Şi Cinping'in Ziyareti ve İki Liderin Görüşmesi

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in ziyareti, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın önemini bir kez daha teyit etti. İki lider, törenin ardından bir araya gelerek bölgesel ve küresel konuları ele aldı. Görüşmede, Ukrayna krizi, Tayvan meselesi ve ekonomik iş birliği gibi konuların masaya yatırıldığı belirtildi. Ayrıca, iki ülke arasındaki ticaret hacminin artırılması ve enerji alanındaki iş birliğinin derinleştirilmesi konularında mutabakata varıldı.

• Ukrayna krizi hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.
• Tayvan meselesi hakkında Çin'in tutumu desteklendi.
• Ekonomik iş birliği projeleri değerlendirildi.

Trump'a "Altın Kubbe" Mesajı İddiası

Törende dikkat çeken bir diğer detay ise, Donald Trump'a yönelik "altın kubbe" mesajı iddiası oldu. Bazı yorumcular, Putin'in konuşmasında kullandığı bazı ifadelerin ve törenin genel atmosferinin, Trump'a yönelik bir gönderme içerdiğini savundu. Bu iddialara göre, "altın kubbe" metaforu, Trump'ın iktidara geri dönmesi halinde Rusya ile daha iyi ilişkiler kurulabileceği yönündeki beklentileri simgeliyor. Ancak, Kremlin'den bu konuda herhangi bir resmi açıklama yapılmadı.

Zafer Günü kutlamaları ve Şi Cinping'in ziyareti, Rusya'nın uluslararası arenadaki konumunu güçlendirme çabalarının bir parçası olarak değerlendirilebilir. İki liderin yakın ilişkileri ve yapılan açıklamalar, dünya siyasetinde yeni dengelerin oluşabileceğine işaret ediyor. Özellikle, Ukrayna krizi ve ABD-Çin ilişkilerindeki gerginlikler göz önüne alındığında, Rusya ve Çin arasındaki iş birliğinin önemi daha da artıyor.