Anoreksiya nevroza, özellikle ergenlik çağındaki bireyler arasında giderek artan bir tehlike olarak karşımıza çıkıyor. Vücuda yeterli enerji alımının sürekli olarak kısıtlanması ve kilo almaktan duyulan aşırı korku ile karakterize edilen bu yeme bozukluğu, uzmanlar tarafından ciddi bir uyarı sinyali olarak değerlendiriliyor. Sosyal medyanın dayattığı gerçek dışı güzellik standartları ve çevresel faktörlerin, gençlerde yanlış bir beden algısı oluşturarak bu sorunu tetiklediği belirtiliyor.

Anoreksiya Neden Ergenleri Tehdit Ediyor?

Prof. Dr. Hüseyin Dağ, anoreksiyanın ergenler üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, bu yaş grubunun özellikle risk altında olduğunu vurguluyor. Ergenlik döneminde yaşanan hormonal değişiklikler, kimlik arayışı ve akran baskısı gibi faktörler, gençleri yeme bozukluklarına karşı daha savunmasız hale getirebiliyor. Sosyal medyanın idealize ettiği zayıflık algısı ise, bu durumu daha da körüklüyor.

• Sosyal Medya Etkisi: Sosyal medyada sürekli olarak mükemmel vücutlara maruz kalmak, gençlerde beden memnuniyetsizliğine ve sağlıksız kilo verme çabalarına yol açabiliyor.
• Akran Baskısı: Ergenlik döneminde akranlar arasındaki rekabet ve kabul görme isteği, kilo takıntısını artırabiliyor.
• Aile İçi Faktörler: Ailede yeme alışkanlıkları, iletişim sorunları ve mükemmeliyetçi tutumlar da anoreksiya riskini artırabiliyor.

Anoreksiya ile Mücadele Yolları

Anoreksiya ile mücadelede erken teşhis ve tedavi büyük önem taşıyor. Ailelerin ve eğitimcilerin, gençlerdeki yeme alışkanlıklarındaki ani değişikliklere, kilo kaybına ve beden imgesiyle ilgili olumsuz düşüncelere karşı dikkatli olması gerekiyor. Tedavi süreci genellikle psikoterapi, beslenme danışmanlığı ve gerektiğinde ilaç tedavisini içeriyor. Ayrıca, sosyal medyanın bilinçli kullanımı ve gerçekçi güzellik algısının desteklenmesi de önleyici tedbirler arasında yer alıyor.

Unutulmamalıdır ki, sağlıklı bir beden algısı ve özsaygı, anoreksiya gibi yeme bozukluklarına karşı en güçlü silahtır. Gençlerin kendilerini oldukları gibi kabul etmeleri ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları geliştirmeleri için desteklenmesi, toplum olarak hepimizin sorumluluğundadır.