Yargıtay'dan Şok Karar: Tarikat Yurdundaki İstismara Ceza İndirimi mi?
Gündem

Yargıtay'dan Şok Karar: Tarikat Yurdundaki İstismara Ceza İndirimi mi?


05 June 20255 dk okuma3 görüntülenmeSon güncelleme: 06 June 2025

Türkiye, Süleymancılara ait bir öğrenci yurdunda yaşanan ve büyük infial uyandıran cinsel istismar davasıyla sarsılmıştı. 11 yaşındaki bir çocuğa yönelik istismar suçundan yargılanan imam İbrahim Sığın'a verilen 28 yıl hapis cezası, Yargıtay tarafından bozuldu. Bu karar, kamuoyunda büyük bir şaşkınlık ve tepkiyle karşılandı. Peki, Yargıtay'ın bu kararına gerekçe olarak ne gösterildi ve bu durum, benzer davalar için ne anlama geliyor?

Yargıtay'ın Gerekçesi: "Kötü Tutum Yok, Sicil Temiz" mi?

Yargıtay'ın bozma kararına gerekçe olarak sanığın duruşma tutanaklarına yansıyan "kötü bir tutumunun olmaması" ve "sicilinin temizliği" gösterildi. Bu durum, hukuk çevrelerinde ve kamuoyunda büyük bir tartışma başlattı. Birçok kişi, bu gerekçelerin, böylesine ağır bir suç için yeterli olmadığını ve ceza indirimine yol açabilecek olmasının kabul edilemez olduğunu savunuyor.

Avukat Sena Topuz, sıradaki duruşmanın 19 Haziran'da görüleceğini belirterek, "Sanığın cezasında indirim uygulanmamalı" çağrısında bulundu. Topuz, bu tür suçlarda caydırıcı cezaların verilmesinin önemine vurgu yaparak, çocukların korunması için mücadelenin sürdürülmesi gerektiğini ifade etti.

Davanın Geçmişi: Yurtta Yaşanan Korkunç Olay

Ümraniye'deki Süleymancılara ait Osmangazi Arifiye Ortaokul Erkek Öğrenci Yurdu'nda, 2 yıl önce 11 yaşındaki bir çocuk, yurtta imamlık yapan İbrahim Sığın tarafından istismar edildi. Çocuğun yaşadıklarını ailesine anlatması üzerine aile şikayette bulundu ve İbrahim Sığın tutuklandı. İstanbul Anadolu 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, sanık İmam İbrahim Sığın'a, "cinsel istismar" suçundan 28 yıl hapis cezası verildi. Ancak cezanın bozulması talebiyle dosya Yargıtay'a taşındı.

Yargıtay'ın bozma kararı sonrası, davanın seyrinin ne olacağı merakla bekleniyor. Avukatlar, sanığın cezasında indirim uygulanmaması için mücadele edeceklerini belirtirken, kamuoyu da bu davayı yakından takip etmeye devam ediyor.

Bu tür davaların, toplumda derin yaralar açtığı ve adalete olan güveni zedelediği unutulmamalıdır. Çocukların korunması ve bu tür suçların önlenmesi için gerekli tüm önlemlerin alınması, devletin ve toplumun en önemli sorumluluklarından biridir.

Bu dava, sadece bir bireyin değil, tüm toplumun vicdanını yaralayan bir olaydır. Yargıtay'ın kararı, bu tür suçlarda cezasızlığın önüne geçilmesi ve adaletin sağlanması adına önemli bir sınav niteliği taşımaktadır.