Türkiye'de kadınlar, yüzyıllardır üretimin gizli kahramanları olarak bilinirler. Evde, tarlada, atölyede ve mutfakta, görünmez emekleriyle hayatı omuzlayan bu kadınlar, son yıllarda bu emeklerini görünür kılmak ve ekonomik bağımsızlıklarını elde etmek amacıyla kooperatifler çatısı altında bir araya geliyorlar. Bu kooperatifler, sadece birer üretim merkezi olmanın ötesinde, dayanışmanın, birlikte başarmanın ve birbirine destek olmanın sembolü haline gelmiştir.
Kadın Kooperatiflerinin Yükselişi
Kadın kooperatifleri, kadınların üretim süreçlerine aktif olarak katılmalarını, ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarını ve sosyal hayatta daha görünür olmalarını sağlayarak önemli bir rol oynamaktadır. Bu kooperatifler, sadece ekonomik girişimler olarak değil, aynı zamanda kadınların kendilerini gerçekleştirme hikayelerinin birer parçası olarak da öne çıkmaktadır. Türkiye'nin dört bir yanında, kadın kooperatifleri büyük bir umutla kurulmakta ve faaliyet göstermektedir. Kimi tarımsal üretim yaparken, kimi el emeğini değerli ürünlere dönüştürmekte, kimi ise hizmet sektöründe faaliyet göstermektedir. Ortak amaçları ise oldukça nettir: Kadınların ekonomik hayata katılımını artırmak, kadın emeğinin değerini yükseltmek ve yerelden başlayarak kalkınmaya katkıda bulunmaktır.
Ancak, her başarı hikayesinde olduğu gibi, bu kooperatiflerin yolculuğu da çeşitli zorluklarla doludur. Yetersiz destek, karmaşık mevzuat engelleri, kaynaklara ulaşım zorluğu ve görünürlük eksikliği gibi sorunlarla mücadele etmektedirler. Dahası, zaman zaman bu yapılar siyasi etkilerin gölgesinde kalabilmektedir. Kooperatifler, herhangi bir siyasi partinin arka bahçesi gibi konumlandırıldığında, asıl işlevlerinden uzaklaşma riskiyle karşı karşıya kalabilirler. Oysa bu yapılar, siyasetten bağımsız bir misyonla, kadınların hayatına dokunmak ve onları güçlendirmek için var olmalıdır. Bazı yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının sağladığı destekler değerli olsa da, sürdürülebilirlik için daha kapsamlı kamu politikalarına ihtiyaç duyulmaktadır.
Türkiye'de kadın kooperatiflerinin desteklenmesi, aslında toplumsal dönüşümün de anahtarıdır. Kadın ekonomik olarak güçlendiğinde, çocukların daha iyi beslenmesi, ailelerin daha huzurlu olması ve toplumun daha hızlı kalkınması mümkün hale gelir. Bu nedenle, kooperatiflerin sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir görev üstlendiğini de görmek önemlidir. Kadın kooperatifleri, aynı zamanda geleneksel toplumsal cinsiyet rollerine de meydan okumaktadır. Birçok kadın, "ev kadını" kimliğinin ötesine geçerek girişimci, yönetici ve üretici olarak toplumda aktif bir şekilde yer almaktadır. Belki de en değerli olanı, birlikte üretmenin dayanışma kültürünü güçlendirmesidir. Rekabet yerine yardımlaşmanın, yalnızlık yerine birlikte güçlenmenin hikayesi bu kooperatiflerde yaşanmaktadır.
"Bir Bebek, Bir Umut" Kampanyası
İstanbul Esenyurt Güçlü Kadınlar Kooperatifi, bu söylediklerimizin somut bir örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kooperatif, adının hakkını veren bir yapıyla, kuruluşundan bu yana kadınların emeğini ekonomiye kazandırmakla kalmamış, aynı zamanda sosyal sorumluluk projeleriyle de fark yaratmıştır. El emeğiyle üretilen tekstil ve ev ürünlerinden gıda üretimine kadar birçok alanda faaliyet gösteren kooperatif, aynı zamanda kadınların meslek sahibi olmaları için eğitimler de düzenlemektedir. Kadınlar burada sadece para kazanmakla kalmıyor, aynı zamanda birbirlerinden güç alarak hayata daha sıkı tutunuyorlar.
Ve şimdi, yürekleri ısıtan ama bir o kadar da anlamlı bir projeyle karşımızdalar. Cezaevinde bulunan kadınların, onlarla birlikte kalan çocuklarına umut olmak için "Bir Bebek, Bir Umut" adıyla bir kampanya başlatmışlardır. Bu kampanya kapsamında, kooperatif ürünlerinin satışından elde edilen gelirle bu çocuklara bebek hediyeleri ulaştırılacaktır. Belki küçücük bir oyuncak, belki sıcak bir battaniye... Ancak o paketin içinde en çok da sevgi, dayanışma ve unutulmadıklarını gösteren bir mesaj olacaktır.
- Kadın kooperatifleri, kadınların ekonomik özgürlüğünü destekler.
- Bu kooperatifler, toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlar.
- Dayanışma ve yardımlaşma kültürünü geliştirirler.
- Yerel kalkınmaya önemli katkılar sunarlar.
Unutmayalım ki, bir kadın güçlenirse, bir aile güçlenir. Bir aile güçlenirse, bir toplum değişir. Kadın kooperatiflerine destek olmak, sadece bir ürün satın almak değil, aynı zamanda bir hayatın dönüşümüne ortak olmaktır. Bu nedenle, kadın kooperatiflerinin desteklenmesi, toplumsal refahın artırılması için atılması gereken önemli bir adımdır.