TÜSİAD Başkanları Neden Hakim Karşısına Çıkıyor? Şok İddialar!
Son Dakika

TÜSİAD Başkanları Neden Hakim Karşısına Çıkıyor? Şok İddialar!


19 May 20255 dk okuma15 görüntülenmeSon güncelleme: 31 May 2025

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, yaptıkları konuşmalar nedeniyle "yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamasıyla yarın hakim karşısına çıkıyor. İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülecek dava, iş dünyası ve siyaset çevrelerinde büyük yankı uyandırdı. Peki, bu davaya neden olan olaylar zinciri nasıl gelişti?

TÜSİAD Başkanlarının Suçlamalara Konu Olan Konuşmaları

Olayın fitili, TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras'ın 13 Şubat'taki Genel Kurul'da yaptığı konuşmayla ateşlendi. Aras, artan gözaltı ve tutuklamalarla ilgili eleştirel ifadeler kullanarak, "Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyum atanıyor... Bu olayların toplumda endişe yarattığını ve güveni sarstığını söyleyebiliriz" şeklinde konuşmuştu. Bu sözler, kamuoyunda geniş yankı buldu.

Bu konuşmanın ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ömer Aras hakkında soruşturma başlattı. Soruşturma, "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gerçeği aykırı bilgiyi alenen yayma" suçlamalarını içeriyordu. Daha sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tepkisi üzerine TÜSİAD Başkanı Orhan Turan da soruşturmaya dahil edildi.

Soruşturma Süreci ve İddianame

Savcılık, Aras ve Turan'ın sözlerinin "kamu barışını bozmaya elverişli nitelikli sözler" olduğunu iddia etti. İş insanları, adliyeye polis eşliğinde getirildi ve yurt dışı çıkış yasağı şeklinde adli kontrolle serbest bırakıldı. Ancak soruşturma devam etti ve her iki isim hakkında da kamu davası açıldı.

İddianamede, Turan ve Aras'ın "yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamasıyla 1 yıl 3 aydan 5 yıl 3 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Ayrıca, "zincirleme olarak adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" iddiasıyla da ayrı bir iddianame düzenlendi ve adli para cezası istendi.

Davanın Muhtemel Etkileri

TÜSİAD davası, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve iş dünyasının siyasi konulara müdahalesi tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Dava sonucunda verilecek karar, sadece sanıklar için değil, aynı zamanda Türkiye'deki sivil toplum kuruluşları ve iş dünyası için de önemli bir emsal teşkil edebilir. Duruşmanın, Türkiye'nin hukuki ve siyasi iklimi üzerindeki etkileri yakından takip edilecek.

  • İfade özgürlüğü sınırları
  • Sivil toplumun rolü
  • İş dünyasının siyasi etkisi

Yarın İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi'nde başlayacak olan duruşma, Türkiye'nin geleceği açısından kritik bir dönüm noktası olabilir. Dava süreci ve sonuçları, hem ulusal hem de uluslararası kamuoyunun dikkatle izleyeceği bir konu olacak.