Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan'ın tek taraflı Deniz Mekansal Planlaması girişimlerine sert bir dille yanıt verdi. Yapılan açıklamada, Yunanistan'ın bu türden tek yanlı tasarruflarının Türkiye açısından hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı kesin bir dille ifade edildi.
Deniz Mekansal Planlaması Nedir?
Deniz Mekansal Planlaması (DMP), deniz alanlarının kullanımını düzenleyen ve farklı sektörler arasındaki çatışmaları en aza indirmeyi amaçlayan bir süreçtir. Balıkçılık, enerji üretimi, deniz taşımacılığı, turizm ve çevre koruma gibi çeşitli faaliyetlerin denizlerdeki dağılımını planlamak için kullanılır. DMP, sürdürülebilir kalkınmayı desteklerken deniz ekosistemlerinin korunmasına da katkıda bulunur.
Bu planlama süreci genellikle ulusal veya bölgesel düzeyde yürütülür ve paydaşların katılımını gerektirir. Ancak, Yunanistan'ın bu konudaki tek taraflı adımları, Türkiye tarafından kabul edilemez olarak değerlendirilmektedir. Türkiye, Doğu Akdeniz'deki haklarını ve çıkarlarını koruma konusundaki kararlılığını her fırsatta dile getirmektedir.
Türkiye'nin Tepkisi Neden Sert?
Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetinin temelinde, Doğu Akdeniz'deki deniz yetki alanları ve doğal kaynaklar üzerindeki hakları yatmaktadır. Türkiye, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge (MEB) iddialarını uluslararası hukuka uygun olarak savunmaktadır. Yunanistan'ın tek taraflı eylemleri, bu hakları ihlal etme potansiyeli taşıdığı için Türkiye'nin sert tepkisine yol açmaktadır.
Türkiye'nin temel itiraz noktaları şunlardır:
- Yunanistan'ın adalar üzerinden MEB ilan etme çabaları, uluslararası hukuka aykırıdır.
- Doğu Akdeniz'deki doğal kaynakların adil paylaşımı ilkesi göz ardı edilmektedir.
- Türkiye'nin bölgedeki hak ve çıkarları yok sayılmaktadır.
Uluslararası Hukuk Ne Diyor?
Uluslararası hukuk, deniz yetki alanlarının belirlenmesinde kıyı devletlerinin haklarını düzenlemektedir. Ancak, bu hakların kullanımı ve sınırlandırılması konusunda farklı yorumlar bulunmaktadır. Özellikle adaların MEB yaratma potansiyeli, uluslararası hukukta tartışmalı bir konudur. Türkiye, adaların kıta sahanlığı yaratamayacağı ve MEB alanlarının belirlenmesinde ana karaların esas alınması gerektiğini savunmaktadır.
Bu çerçevede, Türkiye'nin Yunanistan'ın tek taraflı eylemlerine karşı çıkması, uluslararası hukukun yorumlanması ve uygulanması konusundaki farklı yaklaşımların bir yansımasıdır. Türkiye, sorunun diyalog ve müzakere yoluyla çözülmesinden yana olduğunu vurgulamakta, ancak hak ve çıkarlarını koruma konusundaki kararlılığını da sürdürmektedir.
Dışişleri Bakanlığı'nın bu açıklaması, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki tutumunun net bir ifadesidir. Yunanistan'ın tek taraflı adımlarının bölgedeki gerilimi tırmandırma potansiyeli taşıdığı ve çözüm için diyalog ve işbirliğinin öneminin altı çizilmektedir. Türkiye, bölgedeki istikrar ve güvenliğin sağlanması için tüm aktörlerin sorumluluk sahibi davranması gerektiğini vurgulamaktadır.
